ÂŞÛRÂ GECESİ NAMAZLARI
(Âşûrâ Günü’nden Bir Önceki Gece)
1) Ebû Hureyre (RadıyAllâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre: “Her kim Âşûrâ gecesinde dört rekât kılar, her rekâtta bir kere Fâtiha, elli kere İhlâs Sûresi’ni okursa, elli sene geçmiş, elli sene de gelecek günahları bağışlanır ve Allâh-u Te’âlâ onun için Mele-i E’lâ’da (yüksek melek cemaatleri içerisinde) nurdan bir milyon minber binâ eder.”
(‘AbdulKâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/88; Hasen el-‘Adevî, en-Nefehâtü’n-Nebeviyye fi’l-vezâifi’l-‘âşûriyye, sh:74; es-Süyûtî, el-Le’âli’l-masnû’a, 2/109-110; İbnü ‘Arrâk, Tenzîhü’ş-şerî’a, 2/150-151)
2) Âişe (RadıyAllâhu Anhâ)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: “Her kim Âşûrâ gününde ve(ya) gecesinde her rekâtta Fâtiha Sûresi ve üç kere İhlas Sûresi okuyarak yüz rekât kılar, namazı bitirdikten sonra yetmiş kere:
“Ravzatu’l-ulemâ” isimli eserde zikrolunduğu vechile; Âişe (RadıyAllâhu Anhâ)dan rivâyet olunduğu üzere: “Bu namazı kılan kişi öldüğü zaman kabri misk ve anberlerle doldurulur, kabre konan herkesin tüyleri dağılır ama bu namazı kılanın kabrinde tüyleri dahî bozulmaz. Kabrinden çıkartıldığı zaman yüzü dolunay gecesi gibi nurlu olur ve kocasının evine hazırlanıp götürülen gelin gibi cennete götürülür.”
(Seyyid ‘Alî Zâde, Şerhu Şir’ati’l-İslâm, sh:217)
ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN FAZİLETLERİ
“Şir’atü’l-İslâm”da zikredildiğine göre; İslâm’ın sünnetlerinden biri de, Âşûrâ gününe saygı göstermektir. Bugün, Muharrem ayının onuncu günüdür. Dokuzuncu veya on birinci günü diyenler olduysa da sahih olan onuncu günü olmasıdır. Hamele-i Arş (Arş’ı taşıyan melekler) bugüne hürmet ederler. Çünkü peygamberlerin (Salavâtullâhi Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhim Ecma’în) kurtuldukları gündür. İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:
İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ)dan gelen diğer bir hadîs-i şerîfin lafzında şu ilaveler bulunmaktadır:
Seyyid Ali Zâde (Rahimehullâh)ın nakline göre; âşûrâ günü Cebrâîl, Mîkâîl, İsrâfîl (Aleyhimüsselâm)ın, Arş ve Kürsî’nin yaratıldığı gündür. Kalem, gökler, yer ve cennet Âşûrâ günü yaratılmıştır. Tûbâ ağacı o gün dikilmiştir. Kıyamet Âşûrâ günü kopacaktır. Kıyametin kopması görünmüyorsa da, kemal erbâbı kendilerine vaad edilen mertebeye o gün ulaşmış olacakları için hayırlı bir gün olduğu açıktır. “Ravzatü’l-ulemâ” isimli eserde zikredildiğine göre; âşûrâ gününe bu ismin verilmesi, Allâh-u Te’âlâ‘nın on peygamber (Salavâtullâhi Alâ Nebiyyinâ ve Aleyhim Ecma’în)e ikram ettiği hasletten dolayıdır. Bu ikramlar da şunlardır:
1) Âdem (Aleyhisselâm)ın tevbesi o gün kabul edilmiştir.
2) Nûh (Aleyhisselâm)ın gemisi 150 gün kadar su üzerinde bekledikten sonra Cûdî Dağı’na o günde oturmuştur. Naklolunduğuna göre; Nûh tûfânında 40 gün, 40 gece gökten yerden su boşalmış, gözelerin suyu sarı ve soğuk, semânın suyu ise kırmızı ve sıcak olmuştur. Allâh-u Te’âlâ gemiyi dile getirmiş, o:
Mukâtil (Rahimehullâh)ın beyanına göre; geminin uzunluğu bin arşın idi. Su onun sekiz yüz arşınlık kısmını kapladı. Nûh (Aleyhisselâm) gemiye Recebin on ikisinde, bir kavle göre ise başında, çarşamba günü bindi. Ma’mer (RadıyAllâhu An)ın nakline göre ise Recebin son on gününde bindi, Âşûrâ gününde ise gemiden indi. (Ubeyd ez-Zarîr, Nüzhetü’n-nâzirîn, sh:97)
Hemedânî (Rahimehullâh)ın nakline göre Nûh (Aleyhisselâm) gemiyi 124.000 tahta parçasından yapmak ve her birinin üzerine bir nebinin ismini yazmakla emrolununca: “Ben büyün Peygamberlerin ismini bilemem” dedi. O zaman Mevlâ Te’âlâ:
3) Kırk gün süreyle mührünü kaybedip cinlere ve şeytanlara karşı hükümranlığını yitiren Süleyman (Aleyhisselâm)a mülkü o günde iâde edilmiştir.
4) Yûnus (Aleyhisselâm) o gün balığın karnından çıkmıştır.
5) Yûsuf (Aleyhisselâm) kırk sene ayrılıktan sonra o gün babasına kavuşmuştur.
6) İdrîs (Aleyhisselâm) o gün (cennete) yükselmiştir.
7) İbrahîm (Aleyhisselâm) o gün nemrud‘un ateşinden kurtulmuştur.
8) Mûsâ (Aleyhisselâm) o gün firavun‘dan kurtulmuştur.
9) Eyyûb (Aleyhisselâm) o gün hastalığından kurtulmuştur.
10) Îsâ (Aleyhisselâm) o gün (2.kat) semâya kaldırılmıştır.
(Şerhu Şir’ati’l-İslâm, sh:215-216)
Diğer bazı rivayetlere göre Zekeriyyâ (Aleyhisselâm) evlat istediğinde Allâh-u Te’âlâ onun duasını kabul ederek Yahyâ (Aleyhisselâm)ı Âşûrâ günü bağışlamıştır. Mûsâ (Aleyhisselâm)ın sihirbazlara gâlip geldiği zînet günü de o gündür.
ÂŞÛRÂ GECESİNİN VE GÜNÜNÜN AMELLERİ / ÂŞÛRÂ GÜNÜ ORUCU
Âşûrâ gününün orucu çok faziletlidir. Rasûlullâh ﷺ bugünü sürekli oruçlu geçirmiş, sahabesine de böylece emretmiştir. Nitekim İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ) şöyle anlatmıştır:
İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:
İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:
İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:
Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
“Şerhu Şir’ati’l-İslâm”da zikredildiğine göre; Âşûrâ günü oruç tutmak sünnettir. Selef-i sâlihîn çocuklarına Âşûrâ günü yemek yedirmezlerdi.