AREFE GÜNÜNÜN FAZİLETLERİ
Câbir (RadıyAllâhu Anh)dan rivayet edilen hadîs-i şerîfe göre Arefe günü dünya günlerinin en faziletlisidir. (el-İhsân, no:3853; Ebû Ya’lâ, no:2090)
Bu nedenle İmâm-ı Nevevî (Rahimehullâh): “Şâfi’î mezhebinde tercih edilen görüşe göre, bir adam karısının boş olması hakkında tâlik yaparak: ‘Sen dünya günlerinin en faziletlisinde boşsun’ diyecek olsa, o kadın Arefe günü boş olur” demiştir. (Nevevî, el-Mecmû’, 6/381)
Talha ibni Ubeydullâh (RadıyAllâhu Anh)dan rivayete göre Rasûlullâh (SallAllâhu Aleyhi ve Sellem):
İbni Abbâs (RadıyAllâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh (SallAllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Bu müjde sadece Arafat vakfesi yapanlara has olmayıp, yeryüzünün neresinde o gün uzuvlarını haramdan koruyup kollayanlar varsa hepsine şamildir. Nitekim Ubâde ibni Sâmit (RadıyAllâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh (SallAllâhu Aleyhi ve Sellem) Arefe günü:
Âişe (RadıyAllâhu Anhâ)dan rivayete göre Rasûlullâh (SallAllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
Enes ibni Mâlik (RadıyAllâhu Anh) ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “On günlerin her birinde (fazilet bakımından) ameller bin katıyla katlanır, arefe gününde ise on bin kat katlanır.” (Beyhakî, Şu’abü’l-îmân, 2/16; Fezâilü’l-evkât, sh:363-364)
Ferkad (Rahimehullâh) şöyle demiştir: “Semânın kapıları her gece üç kere açılır. Cuma gecesi yedi kere açılır. Arefe gecesi ise dokuz kere açılır.” (İbni Receb, Letâifü’l-me’ârif, sh:490)
Bu faziletleri işitenler, bu müjdelerin sadece hacca gidip Arafat vakfesine duranlar hakkında olduğunu sanmasınlar, zira Allâh-u Te’âlâ’nın lütf-u keremi mazeretleri sebebiyle geri kalanları da kaplayacak kadar geniştir. Bu hususta bazı hadîs-i şerîfler de varit olmuştur. Nitekim Enes ibni Mâlik (RadıyAllâhu Anh) şöyle anlatmıştır:
AREFE GECESİNİN DUALARI
İbni Mes’ûd (RadıyAllâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh (SallAllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Her kim Arefe gecesi şu kelimeleri 1000 kere söylerse içinde bir günah veya akrabayla ilişkiyi kesme mâhiyetinde bir istek bulunmaması şartıyla o kişi Allâh-u Te’âlâ’dan ne isterse, mutlaka onu kendisine verir. (O kelimeler de şunlardır:)
AREFE GÜNÜNÜN ZİKİR VE DUALARI
1) Arefe Sabahı Sabah Namazından Sonra Başlayıp Bayramın Son Günü İkindi Namazından Sonra Bitecek Teşrik Tekbirleri
Teşrik tekbiri, kurban bayramı günlerinde farz namazlarından sonra getirilen tekbirlerdir. Kurban bayramının ilk gününe “Yevm-i nahr”, diğer üç gününe ise “Eyyâmü’t-teşrîk (teşrîk günleri)” denir. Bayramdan bir gün önceki güne de “Arefe günü” denir.
Arefe günü sabah namazından itibaren bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç farz namazının arkasından birer defa:
Teşrîk tekbirlerinin başlangıcı İbrâhîm (Aleyhisselâm)ın oğlu İsmâ’il (Aleyhisselâm)ı kurban etme olayına kadar uzanır. İbrâhîm (Aleyhisselâm) gördüğü sahih rüya üzerine oğlunu Allâh-u Te’âlâ yolunda kurban etmeye karar verir. Kurban hazırlıkları sırasında Cebrâîl (Aleyhisselâm) gökten buna bedel olarak bir koç getirir.
Dünya semasına ulaştığında Cebrâîl (Aleyhisselâm): “Allâh-u ekber Allâh-u Ekber” diyerek tekbîr getirir. İbrâhîm (Aleyhisselâm) bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce: “Lâ ilâhe illAllâhu vAllâhu ekber” diye cevap verir.
Bu tekbîr ve tevhîd kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmâ’îl (Aleyhisselâm) da: “Allâh-u ekber ve lillâhi’l-hamd” der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur (el-Mevsîlî, el-İhtiyâr li Ta’lîli’l-Muhtâr, 1/87-88)
İmâm-ı Âzam (Rahimehullâh)a göre; bu tekbirler arefe sabahından başlayıp, bayramın birinci günü ikindiden sonra biter ki, buna göre sekiz vakit okunur.
Tekbirlerin yirmi üç vakit okunması ise İmâm-ı Ebû Yûsuf ile İmâm-ı Muhammed (Rahimehullâh)a göredir. Fetva da buna göre verilmiştir.
Burada geçen 3 keer kaydı Şâfi’î mezhebine göredir. Tekbîr getirmek 3 kere en azından “Allâh-u ekber (Allâh-u Te’âlâ her şeyden yücedir)” demek sûretiyle olur.
Hanefî mezhebine göre tekbir siğasında tercih edilen lafız budur. Ayrıca İmâm-ı Şâfi’î (Rahimehullâh)ın beyanına göre sadece üçer kere tekbîr getirmekle yetinilmemeli, bununla beraber şu dua da okunmalıdır:
Arefe günü yapılan dua reddedilmez. Nitekim hadîs-i şerîfte şöyle vârid olmuştur:
2) Arefe günü yapılacak duaların en faziletlisi Tirmizî’nin Amr ibni Şu’ayb’ın, babası vasıtasıyla dedesinden (Abdullâh ibni Amr ibni Âs’dan) (RadıyAllâhu Anhüm) rivayet ettikleri:
“Duaların en haıyrlısı Arefe günü yapılan duâdır. (O gün) benim ve benden önceki peygamberlerin söylediklerinin en hayırlısı ise:
3) Tirmizî (Rahimehullâh)ın “es-Sünen”inin “Dualar” bölümünde Arafat dualarından olarak Ali (RadıyAllâhu Anh)dan nakledilen şu dua da yer alır:
4) Câbir ibni Abdillâh (RadıyAllâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfe göre, Arafat vakfesinde kıbleye dönen, sonra yüz kere:
“Allâh’tan başka hiçbir ilah yoktur, O tektir, ortağı yoktur. Mülk yalnız Onundur. Hamd yalnız Ona mahsustur ve O her şeye Kâdir’dir” diyen, daha sonra yüz kere:
“(Habîbim!) De ki: ‘O (bana vasıflarını sorduğunuz Rabbim), Allâh’tır; (O, hiçbir yönden ikincisi olma ihtimali bulunmayan ve hiçbir vasfında hiçbir varlıkla ortaklığı olmayan bir) Ehad’dir.
Ancak Allâh (her şey Kendisine muhtaç olan, Kendisi ise hiç bir şeye ihtiyaç duymayan bir) Samed’dir. O doğurmamıştır ve doğrulmamıştır. Hiçbir kimse Ona (hiçbir yönden benzer, eş, eşit ve) denk de olmamıştır” meâlindeki İhlâs Sûresi’ni okuyan, daha sonra yüz kere:
Kaynak: Lâlegül Dergisi, Eylül 2015